Sözlerin En Doğrusu Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in yoludur. Dinde her sonradan çıkarılan şey bidattir.Her bidat sapıklıktır ve her sapıklık da cehennemdedir (Muslim no: 867)

Dua

Dua

Şeyh Mukbil'in Muasırlara Nasihati

Şeyh Mukbil b. Hadî el-Vadiî
Tercüme: Ebu Muaz
Muasırlara nasihatim; İmam Malik, Yahya b. Said el-Kattân, Abdurrahman b. Mehdî, Ali b. el-Medinî, Yahya b. Maîn, Ahmed b. Hanbel, Buharî, Ebu Hâtim, Ebu Zür’a, Muslim b. el-Haccac, el-Ukaylî, İbn Adî, İbn Hibban, Darekutnî, Hakim, el-Hatîb, İbn Abdilberr rahimehumullah gibi hadis alimlerinin biyografilerini çokça okumaları, böylece kendi yerini bilmesi ve o imamlara karşı cüret etmeyi terk etmesidir.
Nitekim muasırlardan çoğunun bu imamları hafife aldıklarını görüyoruz. Onlardan kimisi, kendisine göre rivayet yollarının toplamıyla delil getirmeye elverişli gördüğü hadisi, imamlardan bazısının nasıl zayıf saydıklarına şaşırır. Yine onlardan kimisi, imamların zahirinde sahih gözüken bir hadisi nasıl illetlendirdiklerine hayret eder. Zehebî, Irakî ve başka hadis imamlarının; “Buharî’ye göre “Seketû anh: hakkında sükut edildi” dediği ravi metruk demektir” demelerini yanılgı olarak görür. İlim ehlinin ravi hakkındaki sözlerini bir araya getirmek isteyerek böyle söyler. Bu ancak cerhin müfesser olmaması halinde olur. Mesela Ahmed b. Hanbel ravi hakkında: “Zayıf” demiş, Yahya b. Main: “Sika, (güvenilir)” demiştir. Hafız (İbn Hacer), et-Takrib’de bu ravi hakkındaki sözlerin arasını bularak: “Saduk, yanılır” veya “Saduk, hata eder” yahut buna benzer bir söz söyler. Ama Yahya b. Main: “Kezzab: yalancı” demiş, Ahmed: “Sika” demişse burada cerh mufesser olduğundan cerhe itibar ederiz. Zira Yahya, Ahmed b. Hanbel’in bilmediği bir halden haberdardır. Buhari: “Seketû anh” dediğinde ve Ebu Hatim: “Sika” veya “Saduk” dediğinde de işte böyledir. Nitekim istikrâ (tümevarım) yoluyla Buhari’nin Tarih kitaplarında kullandığı ibareler karşılaştırıldığında, Buhari: “Seketû anh” dediği zaman bu, metrûk anlamındadır. Burada Buhari’nin sözünü alır ve şöyle deriz: “Buhari, ravinin Ebu Hatim tarafından bilinmeyen bir halini bilmektedir.” Ben Darekutni’yi eleştirip: “Darekutni hata etmiştir” diyen kimseye şaşıyorum. Darekutni, “Müminlerin emiri” diye lakaplandırılmış ve Hafız Zehebî onun hakkında şöyle demiştir: “Onun el-İlel kitabını okuduğunda dehşete kapılırsın ve hayranlığın artar.” Sadece bir araştırmacı olan muasır arkadaşımız ise Darekutni’ye ve diğer hadis imamlarına karşı cüretkarlık yapıyor!
Evet, hadis imamları bir ravi hakkında yahut bir hadisin sıhhati hakkında ihtilaf ederlerse ve bu ilimde ehil isen, hadis kaidelerine bakman ve doğru gördüğünü tercih etmen gerekir. Aksi halde sükut edersin.
Ben, “Hadis imamları (Allah onlara rahmet etsin) masumdurlar” demiyorum. İlletlere (hadisle ilgili ince kusurlara) dair kitapları okuduğunda Şu’be, Sufyan es-Sevrî ve bunlardan başka hadis imamlarının yanıldıklarını görürsün. Lakin bu yanılgılara kendilerinden sonrakiler uyarıda bulunmuşlardır. Muhaddisler (Allah onlara rahmet etsin) arasında çekinme (yahut iltimas) yoktur. Ben seni onları taklit etmeye davet etmiyorum. Zira taklit haramdır. Muhaddislere tabi olman ise taklid babından değildir. Bilakis sikanın (güvenilir kimsenin) haberini kabul babındandır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Size bir fasık haber getirdiğinde onu araştırın” (Hucurat 6) es-San’anî rahimehullah’ın “İrşadu’n-Nukkâd İla Teysiri’l-İctihâd” kitabına bakınız.
Eğer: “Sen kendin bizi sakındırdığın şeyi “Sahihu’l-Musned Min Esbabi’n-Nuzul” kitabında neden yaptın?” dersen, derim ki: “Haklısın. Lakin ben, nefsimin yerini anlayınca, son baskıda belirttiğim gibi bundan döndüm. Yine el-Cem’u Beyne’s-Salateyn Fi’s-Sefer kitabımda Kuteybe b. Said’in hadisini sahih saymıştım. İnşa’allah baskıya hazırladığımızda bundan döneceğim. Hadis imamları olan imamlarımıza herhangi bir muhalefet konusunda cüretli olmayalım. Allah’ın bizleri onlara sevgi, saygı ve yüksek mertebelerini tanıma ile rızıklandırmasını dilerim. Amin.